| 
 | 
| Tarihçe | İstanbul'un rivayeti bol kahramanları | 
| curcunabaz | akrobatlar | mumcular | 
| tulumcular | deliler | nahılcılar | 
| gözbagcılar | güreşçiler | müzisyenler | 
| hayvan oyn | ip canbazı | soytarılar | 
| kasebazlar | köçekler | anka kuşu | 
| 
 | Güreşçiler | 
|  Düğün
      ve şenliklerde yapılan sportif gösterilerden biri de Türklerin
      ata sporu olan güreşti. Güreş eski Türkler' in bayram görüntülerinden 
      biriydi. Orta Asya'da eski Türk boylarından birinde sonbahar
      ayları içinde sadece güreşlerin yapıldığı büyük şenlikler düzenlenirdi. | 
|  | 
|  I.Murat
      Edirne'yi alıp başkent yapınca burada bir de güreşçiler tekkesi
      kurdurur. Aynı tekkelerden daha sonraki yıllarda İstanbul'da
      da kurulur. Bu güreşçiler tekkelerde yaşar, antrenman yapar,
      gerektiğinde de gösteriye çıkarlardı. Yaptıkları oyunlar arasında "terskabza,
      içkabza, dışkabza, kesme, kesebent, şirazi, havayi, karabaş,
      zade sarma, Cezayir sarması, göndeden atma, kabak dikme, kertmen
      dikme, boğma, Türkice, Şirazi bölme, göğüs şakası, yanbaşı,
      serkelle, talut yendi, pişkabza" gibi oyunlar vardı. | 
|  1675
      yılında yapılan şenliklerde güreş yarışmalarının yapılması
      da uzun bir geleneğin ürünüdür. Bu düğün Edirne'de
      yapıldığı için "Kırkpınar"ı da hatırlamak
      gerekir. Bu şenlikte güreşlerin yapılmış olduğunu başka
      kaynaklar da bildirmiş olmasına rağmen bu şenliği anlatan,
      incelediğimiz manzum "Surnameler"den "Nabi
      Surnamesi" güreşlerden bahsetmez. | 
|  | 
| Surname metninde de, herhalde her düğün ve şenlikte düzenlenen bir eğlence olduğundan güreşlere ait fazla bilgiye rastlanmaz. Yazar, gençlerinin kuvvetini övmek, güreşirken birbirlerini nasıl tuttuklarını ve güç durumlarda ne kadar çok terlediklerini anlatmak gibi genel tariflerle yetinmiştir. Minyatürdeki güreşçilerin kispet ve pazubentleri, bu geleneksel Türk sporunda görüntülerin o zamandan bu zamana hemen hemen hiç değişmediğini ortaya koymaktadır. Bu arada güreşçilerin her biri güreşin farklı hareketlerini sergilemektedir. | 
|  | 
| Bu tür düğün ve şenliklerde güreşlerin yapıldığını bildiğimiz ve bazı mensur "Surnameler" de (örneğin Vehbi Surnamesi) bahsedildiği halde incelediğimiz manzum "Surnameler" de nedense güreşlerin anlatımı ve özellikleri yer almamaktadır. | 
|  | 
|  Yalnız
      1582 Şenliği'ni anlatan Surname-i Hümayunda güreşçilerden şöyle
      bahsedilir; "Güreşsiz bir düğün şenliği düşünülebilir
      miydi hiç? Elbette ki bu güreş boyunca da müsabakaları birçok
      kez tekrarlandı. Pehlivanlar meydana gelince soyunuyor; elbiselerini
      bir yığın halinde kenara bıraktıktan sonra ikişer ikişer güreş
      tutuşuyorlardı. Vücutlarının üst kısmı çıplak oluyordu. Altlarına
      ise deriden büyük bir pantolon giyiyor, bütün vücutlarını yağlıyorlardı.
      Hepsi güçlü kuvvetli gençlerdi. "Düğün boyunca sık sık
      yapılan güreşler Surname'de çift sayfada ve sadece bir kere
      gösterilmektedir. | 
| 
 | 
|  Bu
      hareketlerin daha iyi görülebilmesi, bacakların birbirine karışmaması
      için her güreşen çiftin biri kahverengi, diğeri gri kispetli
      olarak gösterilmiştir. Bu iki güreşçiyi izleyen yine kispetli
      iki iri adam büyük ihtimalle hakemlik yapmaktadır. Belki de
      daha sonra güreşenlerle yer değiştireceklerdir. Ve bu minyatürlerde
      görüyoruz ki minyatür sanatında erkekler, esir figürleri dışında
      hiçbir zaman başı açık olarak gösterilmezken, burada güreşçilerin
      alışılmamış şekilde çıplak, traş edilmiş başlarıyla karşılaşıyoruz. | 
| 
 |